Türkiye ve Yunanistan’a Dair Anılar - Francisco de Miranda - Dorlion Yayınları
Francisco de Miranda, 18. yüzyılın aydınlanmış insan ideallerini özetleyen sonsuz bir varlıktır. Bilgi arayışıyla birleşen doyumsuz merakı, onu döneminin ve belki de tüm zamanların en evrensel hispanik kökenli kişisi haline getirmiştir. Yaşamını tarihe silinmez bir iz bırakmak için en iyi şekilde değerlendirmiş ve bu iz her geçen gün daha da güncel hale gelmektedir.
Maceralarla dolu uzun ve olaylı hayatı onu birden fazla kimlik kullanmaya mecbur etmiştir; Romada, Marylandli Martin; Hamburgda Merán Lordu; Hollandada Merov; İsviçrede Meirat Lordu; Rusyada Mirandow; Fransada Monsieur de Meroud; Pariste Gabriel Eduardo Lerroux DHelander; Jaqmel (Haiti), İngiltere ve Amerika Birleşik Devletlerinde Junius ve Mister Martín; sanat ve politik mektuplarında: Eleuteriatikós [1]; gazetecilik maceralarında: Bir Amerikalı, bir Perulu Don Pacho ve son günlerde Cádizde kaçışa hazırlanırken José Amindra kimliğine bürünmüş, bizlere günlüğünde bulunduğu yerin ve kültürün oldukça detaylı ve coşkulu izlenimlerini anlatmıştır.
30 Temmuz 1786da 18 günlük deniz yolculuğunun ardından İstanbula gelmiş ve denizden, İstanbulun sunduğu, kendisini coşkuyla dolduran hoş güzelliğini gözlemlemiş ve kendinden geçmiş bir şekilde düşündüklerini yazmaya devam etmiştir.
Son olarak, Miranda şüphesiz çekici bir kişiliğe sahip, muazzam kültürü ve zekası nedeniyle onu tanıyan herkesi büyüleyen bir adamdı. Eyalet mahkumu olarak Porto Riko hapishanesine nakledildiğinde, tarihçi Level de Goda onu ziyaret etme fırsatı buldu ve onun hakkında şunları söyledi: Onun şahsında veya kafasında gezici bir kütüphaneden başka bir şey görmedim ve büyülendim.
Yorum bulunamadı