Üç Ekoloji Sayı: 8 Doğa, Düşünce, Siyaset - Kolektif - Yeni İnsan Yayınevi
Üç Ekoloji Sayı: 8 Doğa, Düşünce, Siyaset - Kolektif - Yeni İnsan Yayınevi
Üç Ekolojinin 8. sayısında ilk kez neredeyse bir özel sayı yapıyoruz. Bu özel sayının konusunun Yeşiller ve Sosyalizm olması şaşırtıcı değil elbette. Yeşil hareketin kırk yıllık tarihinde bundan daha çok tartışılmış, hareket içinde bundan daha çok çatışma nedeni olmuş, üzerinde daha çok yazı yazılmış konu azdır. Üç Ekolojide bu konuya ilk kez derli toplu eğilmeye karar verdiğimiz zaman ortaya kapsamlı bir dosya çıkacağını biliyorduk. Ama böyle olunca başka pek bir yazıya yer kalmadı.
Dosya yazılarımız dışında sadece olmazsa olmaz iki köşemize yer ayırabildik: Yeşil düşünce klasiklerinde Almanyanın öncü sanatçılarından Joseph Beuysun Alman Yeşillerinin kuruluş sürecinde önemli yeri olan 1978 tarihli bir manifestosuna yer verdik. Bu sayının büyük politikadan düşünceye röportajında ise Türkiyede çevre hareketinin en eski ve saygın isimlerinden Oktay Demirkanı ağırladık. Bu yazılar dışında 8. sayımız tamamen Yeşiller ve Sosyalizm dosyasından oluşuyor.
Dosyanın içeriğine gelince... Öncelikle üç orijinal söyleşiden söz etmemiz gerekiyor. Bu özel söyleşilerin ilkini Türkiyede Yeşiller ve Sosyalizm konusunu ilk kez gündeme getiren ve bu konuda bir de kitap yazan Tanıl Bora ile yaptık. Tanıl Bora 20 yıl önceki durumla bugünün karşılaştırması ve solun yeşil politikayla ilişkisi hakkında zihin açıcı yorumlarda bulundu. İngiltere ve Galler Yeşil Partisinin eski eş sözcülerinden Derek Wall kendisiyle yaptığımız söyleşide yeşil bir ekososyalist olarak güncel politikada solla yeşillerin ilişkisi açısından ilginç değerlendirmeler yaptı. Alman Yeşillerinin sol kanadından Albert Statzla yaptığımız söyleşi ise dünyada bu konudaki parti içi ayrışmaların en iyi bilinen örneği olan Alman Yeşillerinde yeşillerle sosyalistlerin ilişkisine dair içeriden gözlemlerle dolu: Hem tarihsel, hem de güncel bir bakışla...
Alman Yeşillerinin realo kanadından Helmuth Lippeltin yazısını da Albert Statz söyleşisiyle birlikte okumak gerekli. Aynı partinin iki rakip kanadından aynı dönemin değerlendirmesini ardarda okumak dönemi ve yeşil hareket içindeki sosyalizm tartışmasının kökenlerini anlamak için iyi bir şans. Dosya yazılarımız içinde Robyn Eckersleyin temel öneme sahip Sosyalizm ve Ekomerkezcilik yazısını da Ayşem Mertin, Dilaver Demirağın ve Şadi İdemin yazılarıyla birlikte değerlendirmek gerek. Yeşil taraftan yapılmış bu kadar detaylı Marksizm (ve ekososyalizm) eleştirileri Türkiyede bir ilk çünkü. Ümit Şahinin yeşillerle sosyalizmin tarihsel kesişme noktasının anti-Marksist ve anarşist olduğu iddiasında bulunduğu yazısı da dosyaya yapılan özgün katkılardan bir diğeri.
Üç Ekolojinin sosyalizm dosyası her ne kadar ağırlıklı olarak yeşil (ve yeşil ekososyalist) taraftan gelen katkılardan oluşuyorsa da, soruşturma bölümünün de Türkiyenin bazı önde gelen sosyalist yazar ve aktivistlerinin konu hakkındaki görüşlerini yansıtması açısından son derece ilgi çekici olduğunu düşünüyoruz. Soruşturma bölümü dosyamızı bir tür diyaloğa dönüştürüyor.
Türkiyede yeşil politika ilk kez daha çok sosyalistler tarafından savunuldu, yeşil düşünce de sosyalistlerin başlattığı bir tartışma olarak gündeme geldi. Üç Ekolojinin ilk sayısında Melih Ergen Türkiyede yeşillerin en önemli eksiğinin Marksizmle hesaplaşmasını tamamlamaması olduğunu söylemişti. Bu görüşün bir dönem için belirleyici olduğu aşikar. Ama biz bugün yeşil düşüncenin sosyalizm
Yorum bulunamadı