Tanpınar’ın İstanbul’u - Mehmet Samsakçı - Bilge Kültür Sanat
Tanpınar’ın İstanbul’u - Mehmet Samsakçı - Bilge Kültür Sanat
20. asrın hemen başında doğan, bu anlamda çocuk yaşta Balkan Harbini, biraz sonra 1. Dünya Savaşını, akabinde Millî Mücadeleyi idrak eden, yeni bir devletin kuruluşunun bütün aşamalarına şahit olan, Türkiyenin bir aydına yüklediği mesuliyetlerin hepsini yüklenen, zaman zaman bu yükü taşımakta zorlandığını ifade de eden Ahmet Hamdi Tanpınar, kelimenin en gerçek ve geniş manasında bir İstanbul yazarıdır. Şehre bakmayı, onu görmeyi, duymayı ve kavramayı üstadı Yahya Kemal’den öğrendiği görülen yazar,
Beş Şehirdeki yorum ve tespitleri başta olmak üzere, bugün Yaşadığım Gibi isimli derlemede toplanan yazılarında, diğer deneme ve makalelerinde İstanbul’u tabiatı, peyzajı, Boğaz’ı, mazisi, hafızası ve aktüel meseleleriyle anlattığı kadar duyarlı bir aydın olarak imar sorunlarıyla da söz konusu etmiş, romanlarında ise İstanbul’u hem aşkın fonu olarak almış hem de millî kimliğin tecelli ettiği bir medeniyet merkezi olarak tartışmıştır.
İstanbul’u “hakikî ruh mimarımız” olarak gören, bir kahramanına “İstanbul’u tanımadıkça kendimizi bulamayız” dedirten Tanpınar’ın İstanbul’a dair dikkatleri bir şehri en yoğun ve kaliteli biçimde duyup yaşayan, düşünen; onu bütün veçheleriyle gören, bütün veçheleriyle kuşatan bir aydının dikkatidir.
Yorum bulunamadı