Ölümsüz Bilge - Nazan Tezcan - Sarmal Kitabevi

Duyularla algılanamayan, fizikötesi ve aşkın nitelikte olanın felsefesi üzerine kurulu inanç sistemleri dahi günümüzde epistemolojik gerekçelendirme ve aklilik şiarıyla açıklanmaya çalışılır. Descartes’ın varlık kanıtı olarak sunduğu düşünme eylemi, soru ile başlar. Sormak, varlığa içkindir. Ancak sormak, insanın en çetin ödevidir. Metafizik olanı sormanın dahi çelişki yaratmadığı, aksine onun bilgisine erişebilmek için yegâne yol olduğu anlaşıldığından beri insanın sormak eyleminin değeri görülmeye başlanmıştır. Yine de soru, bilginin, belleğin, iç muhakeme ve iç görünün bir aradalığında ve öteki seslerden yalıtıldığında sorudur. Bilinen kalıpların tekrarı yahut hazır cevaplara ulaşması beklenen sorular, retorik veya kendine ulaşan paradokslar “ouroboroslar”dır. Dolayısıyla, sormak, insan için, hâlâ nadide bir eylemdir. Fizikötesi nedir? Madde mi Ruhu yarattı? Ruh mu maddeyi yarattı? Öz su madde midir? Algı ve duyum nedir? Algı frekanslarımız açık mı kapalı mı? Ruh ölümlü müdür? Ruhu ölümsüzlüğe nasıl kavuşturabiliriz? Doğru bilince, gerçeğin bilgisine nasıl ulaşabiliriz? Ak saçlı ak sakallı keten giysili ihtiyar arketipi kimdir? Üçlü hipostaz mı, dörtlü hipostaz mı doğrudur? İlk Işık Rehberimiz kimdir? Işık Öğretmenin ve Doğruluk Öğrencisinin mektupları bize ne anlatmaya çalışıyor? Dünyanın ölüm günü yaklaştı mı? Işık Tomas, Işık İsa ve Işık Havariler dünyanın ölümünü ve Işık Muhammed’i tam tarihiyle nasıl müjdelediler? Işık İsa’nın Işık enkarnesi kimdir? Işık Rehberleri, Hezekiel, Daniel, Hermes, Enok, İsa gizli sırları açıkladı mı? Limbus Hare Işık nedir? Işık Melek Rafael, balık mı? Es’tur nedir? Kutsal Ruh Işık geçiş dönüşü nasıl gerçekleşir? Arınma nedir, nasıl arınabiliriz? Yer ve gök katlarını oluşturan kapsüllerin sayısı nedir? Zaman kapsülü olarak düşündüğümüz saatin içindeki sayıların şifresi nedir? İsrail’in gerçek tanımı nedir? Kadim eserlerden bu yana insana insanın gerçeğini anlatma gayesi taşıyan hiçbir metne kategorik bir reddedişle ya da metafiziğin ve bilimin dogmalarıyla karşı çıkmayan bu kitap, Aristoteles’in Metafizik ve Organon eserlerinde mantıkta vardığı yahut Sokratesin metafizik hakkında vardığı noktalardan uzakta değildir. Zihnin “tabula rasa” olduğu fikrine mesafeli olmakla birlikte, John Locke düşüncesiyle de dış algılar ve iç algılar ayrımında buluşur. İnsanlık tarihi boyunca bilinen ve doğru kabul edilen muhakemeleri, sormaya hiçbir dönemde cesaret edemediklerimiz üzerinden yapmayı dener. Yanıtlamak iddiasında ise değildir. Çünkü doğru soruları sorduğunuzda, zihniniz ve yüreğiniz yanıt vermeye hazırdır.