Göçerlikten Yerleşikliğe Bozok Sancağında Mamalı Türkmenleri (16-19 Yüzyıl)

9786256470934
%
15
İndirim
229,50 TL
270,00 TL
Temin Edilebilir (3-5 İş günü)
Kargo Bilgisi

Sabit kargo ücreti 60TL

600TL ve üzeri Kargo Ücretsiz

Ödeme Seçenekleri

Göçerlikten Yerleşikliğe Bozok Sancağında Mamalı Türkmenleri (16-19 Yüzyıl)

Yerleşik kültürün kendilerini yeneceğinden habersiz olan konar-göçerler, hâlâ Osman Bey’in, “Olmayınız oturak! Olunuz ki beylik, Türkmenlik ve Yörüklük edenlere kalır” öğüdüne sıkı sıkıya sarılıyorlardı. Yine “dikme bağ bağlanırsın, ekme ekin eğlenirsin, çek deveyi güt koyunu, bir gün olur beylenirsin” sözleriyle birbirlerini göçerliğe teşvik ediyorlardı. Hatta yerleşikliğe geçenleri Yörüklük /Türkmenlikten çıkmakla itham ederek onları “yatuk” yani tembel diye küçümsüyorlardı. Her ne kadar ovaya konmanın yok olmak anlamına geldiğini düşünseler de dönemin şartları onları yavaş yavaş yerleşikliğe itmeye başlamıştı. Bu geçiş, kimi zaman kendiliğinden, kimi zaman da devlet eliyle gerçekleşecekti.
17. yüzyıla gelindiğinde artık iskân, Osmanlı Devleti’nin bir politikası haline gelmişti. Çünkü Anadolu’da büyük bir nüfus hareketliliği yaşanmış, bunun sonucunda köyler boş ve harap hale gelmişti. Boş ve harap köyleri şenlendirmenin yolu ise konar-göçerleri iskân ettirmekten geçiyordu. Ancak iskâna pek hevesli olmayan göçerlerin tavrını “Hakkımızda devlet etmiş fermanı, Ferman padişahın dağlar bizimdir” diye ifade eden Dadaloğlu, devletin bu düşüncesinin konar-göçerlerde nasıl karşılık bulduğunu bize anlatacaktı. Göçerlerin yerleşikliğe geçirilmesi hususunda kararlı olan Osmanlı Devleti, çeşitli kanunlar çıkartıp vergi muafiyetleri getirerek iskânda ısrar etmekteydi. Bu çerçevede yerleştirilmesi düşünülenlerden biri de Karacaoğlan’ın “Karacaoğlan der ki kolu bağlıyım, Ciğerciği aşk oduyla dağlıyım, Mamalı’dan ben bir Rıdvan oğluyum” diye bahsettiği Mamalı Türkmenleriydi.

 

Sayfa
192Sayfa
Kağıt
2. HamurKağıt
Boyut
13.50x21.00cm
Basım Yılı
Ağustos 2024
Kategori:
Ürün Yorumları

Yorum bulunamadı