Kamu Güvenliği Karşısında Özgürlük-Otorite Dengesinin Sağlanması ve Devletin Rolü

9786257656122
%
10
İndirim
243,00 TL
270,00 TL
Temin Edilebilir (3-5 İş günü)
Kargo Bilgisi

Sabit kargo ücreti 30TL

300TL ve üzeri Kargo Ücretsiz

Ödeme Seçenekleri

Kamu Güvenliği Karşısında Özgürlük-Otorite Dengesinin Sağlanması ve Devletin Rolü

Güvenlik ihtiyacı, toplumların yeme, içme, barınma ihtiyaçlarından hemen sonra gelen bir ihtiyaçtır. Güvenlik sağlanmadan, yaşamın idame ettirilmesi mümkün değildir. Toplumda güvenliği sağlayan temel araç devlettir. Devlet, toplumun güvenliğini sağlarken, bireylerin insan onurundan kaynaklanan ve vazgeçilmez nitelikte olan hak ve özgürlüklerini korumakla mükelleftir. Toplumda güvenliğin sağlanabilmesi için bir düzen kurulması şarttır. Devlet, bu düzeni kurmak amacıyla kurallar koyar. Kuralların uygulanması, devletin bireyler üzerinde otorite sağlamasıyla mümkün hale gelir. Bu manada vazgeçilmez bir değer olan otorite, bir diğer vazgeçilmez değer olan özgürlük ile karşı karşıya gelmeye mahkûmdur.

Özgürlük ile otoriteyi en sert şekilde karşı karşıya getiren olgu, güvenliktir. Bu karşı karşıya gelişlerde her iki değer arasında bir dengenin sağlanmasına yönelik ihtiyaç, bu meselenin yüzyıllar boyu tartışılmasına sebep olmuştur. Bu tartışma, tüm dünyada, siyasal arenada ve ulusal ve uluslararası mahkemeler nezdinde sürmektedir. Bu uzun yolculuğu ve günümüzde kamu güvenliği karşısında özgürlük-otorite dengesini sağlamakta devletin rolünün ne olduğu ve olması gerektiğini kavramak için, öncelikle kamu düzeni, kamu güvenliği kavramlarını anlamak, devlet yapıları bakımından toplumsal hayata müdahale türleri üzerinde durmak, insan hak ve özgürlüklerinin karşı karşıya olduğu güncel tehlikelerin izini sürmek gerekmektedir. Bu sebeple çalışmamızın birinci bölümünde, bu unsurların oluşturduğu kavramsal çerçeve ortaya konacaktır.

Ülkelerin yönetilmesinde, farklı devlet ve hükümet şekilleri esas alınmıştır. Bireylerin özgürlük seviyelerinde, tercih edilen devlet ve hükümet şekillerinin belirleyici bir rolü vardır. Monarşi, egemenliğin tek bir kişinin elinde olduğu, oligarşi egemenliğin bir zümrenin elinde olduğu devlet şekilleridir. Demokrasilerde ise kural egemenliğin halka ait olmasıdır. Devlet şekli demokrasi olan devletlerin, farklı hükümet sistemleriyle yönetildikleri görülür. Meclis Hükümeti Sistemi, Parlamenter Sistem, Başkanlık Sistemi demokrasilerde tercih edilen çağdaş hükümet şekilleridir. Bir devletin demokrasi ile yönetilmesi, o devletin vatandaşı olan bireylerin özgür şekilde yaşamasına katkı sağlar. Fakat devlet şekilleriyle birlikte, hükümet şekillerinin de bireylerin özgürlük seviyesi üzerinde etkili olduğu görülür. Çalışmamızın ikinci bölümüne, çağdaş hükümet sistemleri incelenerek hükümet şekillerinin farklılaşmasının özgürlük-otorite ilişkileri üzerindeki etkisi açıklanarak başlanacaktır.

Demokrasinin olağan haldeki ideal görünümü, birey özgürlüğü için elverişli bir saha oluşturmaktadır. Fakat hukuk yoluyla kurulan demokrasinin içinde siyasal iktidarın serbest hareket alanı olarak değerlendirilebilecek olağanüstü hâl rejimleri, demokrasi evreninde, birey özgürlüklerini yutan bir kara deliğe benzetilebilir. Hukukun yetersiz kaldığı alanlarda, hukuk dışı bir iradenin istisnai biçimde toplum hayatına müdahale ettiği olağanüstü haller, istisna hali olarak da anılır. Olağan hukuk düzeninin yetersiz kaldığı söylenebilen durumlardan biri ciddi güvenlik tehdidine sebep olan terörün toplum yaşamına h

Yazar
Sayfa
249Sayfa
Kağıt
1. HamurKağıt
Boyut
16.00x23.50cm
Basım Yılı
Şubat 2021
Kategori:
Ürün Yorumları

Yorum bulunamadı

Benzer Ürünler Benzer Ürünler