Danaburnu - Oktay Rifat - Yapı Kredi Yayınları
Hiç mesaj bulunmadı
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 18.00 TL | 18.00 TL |
50 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 18.00 TL | 18.00 TL |
50 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 18.00 TL | 18.00 TL |
50 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
| ||
50TL VE ÜZERİ TEK ÇEKİM ve TAKSİTLİ |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 18.00 TL | 18.00 TL |
200 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 18.00 TL | 18.00 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 18.00 TL | 18.00 TL |
50 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 18.00 TL | 18.00 TL |
200 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
| ||
200TL VE ÜZERİ TAKSİTLİ |
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 18.00 TL |
Havale / Eft | 18.00 TL |
Posta Çeki | 18.00 TL |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
Oktay Rifat, 1980 yılında yayımlanan kitabı Danaburnuyla 1981de Madaralı Roman Ödülünü aldı. Özellikle kahramanlarının iç dünyalarını anlatırken tuuturduğu etkileyici diliyle bir ozanan elinden çıktığı belli olan Danaburnu, çeşitli kesimlerden insan hayatlarına ayna tutarken bir döneme de tanıklık eder. Gidenin boşluğunda bir öç alma duygusunun hızla boy attığı görüyordu. Hayır tutulmamıştı. Öç almak istiyordu sadece. Bunun acısını fitil fitil getirecekti burnundan. Eminenin yüzü. Eminenin aydınlığı. Eminenin elleri. /.../ Uyuyordu, derin bir uykuya dalıyordu, uykunun denizine ya da toprağına. Denizse denizanaları, topraksa solucanlarla vıcak vıcak ve yapışkan. Erinç bir türlü oturmuyordu yuvasına, tekir kedi ya da Kayışdağdan esen rüzgar gibi yalanıyor, pireleniyordu az ötede. Recep, Eminenin ölüsüne takılıyordu uykunun en derin yerinde, tıpkı yüzen bir yosunun ağlarına takılır gibi. Dip sularında ölüyle birlikte sallanıyorlardı. Ölü, bir yakamozun fırıldağında çeviriyordu gözlerini, biri küçüldükçe öbürü büyüyordu. Mordu denizin altı ya da toprağın içi, yapışkan ve vıcık vıcık. Bütün ölülerin sessizliğiydi bu.