Başka Zamanların Adımları;Fresko Üçlemesi - Başak Baysallı - Everest Yayınları
Bazı öyküler, romanlar zamanın ruhunu yansıtmakla kalmaz, zamanın kendisine dönüşür. İşte böyle bir dizi “Fresko Üçlemesi”. Başak Baysallının yarattığı her karakterin hayattaki yolculuğuna ayrı ayrı odaklanan, birini diğerinden üstün tutmayan, siyasi ve toplumsal arka planı unutmayarak bireysel hafızayla kolektif hafızayı birleştiren, birbirine teyellenmiş hikâyelerin buluştuğu bir gardırop, bir bavul belki – ya da apartmanın ta kendisi.
Yazarın öykü kitabı Fresko Apartmanıyla başladığı ve o kitapta yer alan bir öyküyü merkezine alan romanı Sarkaçla devam ettiği Fresko Üçlemesi, tüm soruların yanıtlandığı Başka Zamanların Adımlarıyla tamamlanıyor. Ailesinin bıraktığı izleri bir bir takip eden Defne, o fotoğraf albümünde kendine yer bulabilecek mi? Gidecek mi, yoksa kalacak mı? Nasıl bir hayat arzuladığına karar verebilecek mi? Toprağından koparılan, sevdiğiyle vedalaşamayan, maziyi içinde çoğaltan kahramanların 1940tan 2019a ve oradan 2020ye uzanan kırık hikâyesi yazarın İstanbulunda kökleniyor ve sonunda, Defnenin seçimleriyle yönünü buluyor.
Avram, İstanbul gibi, diye fısıldadı; gözünden iki damla yaş süzüldü,
öyle hatırlıyorum ya da bilmiyorum, şimdi anlatırken bu tabloya gözyaşlarını ben yakıştırmış olabilirim. O andan sonra gördüğümüz her yer bizim için İstanbul gibi olacaktı, İstanbula benzeyecekti. İnsan, bilmediği ne varsa onu bildiği bir yerden kavramak istiyor.
Yazarın öykü kitabı Fresko Apartmanıyla başladığı ve o kitapta yer alan bir öyküyü merkezine alan romanı Sarkaçla devam ettiği Fresko Üçlemesi, tüm soruların yanıtlandığı Başka Zamanların Adımlarıyla tamamlanıyor. Ailesinin bıraktığı izleri bir bir takip eden Defne, o fotoğraf albümünde kendine yer bulabilecek mi? Gidecek mi, yoksa kalacak mı? Nasıl bir hayat arzuladığına karar verebilecek mi? Toprağından koparılan, sevdiğiyle vedalaşamayan, maziyi içinde çoğaltan kahramanların 1940tan 2019a ve oradan 2020ye uzanan kırık hikâyesi yazarın İstanbulunda kökleniyor ve sonunda, Defnenin seçimleriyle yönünü buluyor.
Avram, İstanbul gibi, diye fısıldadı; gözünden iki damla yaş süzüldü,
öyle hatırlıyorum ya da bilmiyorum, şimdi anlatırken bu tabloya gözyaşlarını ben yakıştırmış olabilirim. O andan sonra gördüğümüz her yer bizim için İstanbul gibi olacaktı, İstanbula benzeyecekti. İnsan, bilmediği ne varsa onu bildiği bir yerden kavramak istiyor.
Yayınevi
Yazar
Sayfa
448 Sayfa
Kağıt
2.Hamur
Boyut
13.50x19.50 cm
Basım Yılı
Aralık 2025
Barkod:
Kategori:
Yorum bulunamadı


