Siyasetin Gölgesindeki Hukuk - Ruhittin Sönmez - Anayurt Yayınları

Orwellin ünlü distopyası 1984 teki Aslında hiçbir şey yasa dışı değildir; çünkü artık yasa diye bir şey yoktur. sözünü hatırlatan günlerden geçiyoruz. Hem dilimizin anlamını yitirdiği hem de toplumsal hafızanın silindiği bir dönem bu… Böyle zamanlarda doğruları konuşmak ve yazmak büyük bir cesaret ister; gerçeği anlatmak ise en yüksek sabır ve dirayet gerektirir.

Ruhittin Sönmez, Mermeri delen damlaların gücü değil sürekliliğidir anlayışıyla yazan, değerlerinden taviz vermeyen bir yazar. Eski bilgilerin tecrübe ile harmanlanarak yeniden anlamlandırılması gerektiğini savunan, konuları berrak bir üslupla aktarırken heykeltıraş titizliği ve ressam nezaketi gösteren biri. Ortak akla, ahlâka, vicdana tercüman olma çabası taşıyor. Kitabın alt başlığında olduğu gibi, her satırında Adalet, Vicdan ve Ahlak Ekseninde Siyasete Çağrı var.

Ruhittin Bey, ilkeleri ve hukuk normlarını temel ölçü olarak alan dengeli bir insan. Hayatı boyunca yüksek sorumluluk bilinciyle hareket etmiş; yazılarında da meselelerin çözümüne yönelik yapıcı bir tavır takınmış. Eleştirirken asla kırıcı olmayan, kişileri hedef almayan; doğru yapılanla yanlış yapılanı hakkaniyetle tartan bir düşünce adamı.

Yazar, kitabın girişindeki temel fikri şöyle özetliyor: Hukuksuzluk labirentinde pusula aramak. Bu pusula; vicdanı, adaleti, ahlâkı, hukuku, kurum ve kuralları, demokrasiyi ve cumhuriyeti, anayasal düzeni, özgürlükleri, tarafsızlığı, hukuk güvenliğini ve toplumsal refahı gösteriyor. Toplumun barışa giden yolu da burada başlıyor.

Bu kitap, yazarın dediği gibi bir zihinsel yolculuk ve aynı zamanda toplumun zihin haritasının bir tomografisi. Hastalık, organizmanın normalden sapmasıdır; toplumlarda da normdan ve ölçüden uzaklaşmanın tamamı birer hastalıktır. Ne var ki hasta ne hastalığını biliyor, ne de toplum buna çare arıyor…

Ruhittin Sönmezin kamu yararına sunduğu bu yazılar ve yıllardır yaptığı konuşmalar, seminerler ve televizyon programları aslında toplumsal bir iyileştirme çabasıdır. Zamanın ruhuna teslim olmadan, emeğini ve bilgisini toplumsal hafızaya aktaran bir gönüllülük hizmetidir. Biz okurlar da bu çabaya şahitlik ediyoruz.

Hakikatin hakkaniyetli şahitleri olarak yazarın çağrısına kulak vermek gerekiyor: Gerçeğin yalnızca gerçeği… Hakikat uğruna oku! Çünkü kutsal kitapların da temel ilkesi budur: Gerçeği aramak, gerçeği savunmak.

Kurucu değerlerin mirasına sahip çıkarak adil ve aydınlık bir Türkiye idealine ulaşmak için de bu kitap önemli bir rehberdir.